DUYGU DURUM BOZUKLUĞU OLAN YETİŞKİNLERDE DUYGUSAL YEME DAVRANIŞLARI
Düzensiz ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları, çevresel faktörler, gelişen teknoloji ve yaşam koşulları ayrıca psikolojik faktörler, obezite ve diğer kronik hastalıklar için risk faktörü oluşturmaktadır. Bireylerdeki duygusal yeme durumu; bireyin mutluluk, sevinç, üzüntü, korku, stres veya yalnızlık gibi pozitif ya da negatif duygu durumlarına yanıt olarak bireyin aç olmamasına rağmen yemek yemesi olarak tanımlanmaktadır. Yapılan çalışmalarda, bireylerin herhangi bir duyguya karşı oluşan yanıtları birbirleri arasında farklılık gösterse de stres, anksiyete, sinirlilik ve depresyon gibi negatif duygu durumlarının besin tüketimini arttırarak beslenme bozukluklarına neden olduğu ve bazı durumlarda mutluluk, sevinç gibi pozitif duyguların sağlıklı besin tüketimini arttırdığı gözlemlenmiştir.
Duygusal yemenin, beslenme alışkanlıkları ile ilişkisi değerlendirildiğinde, duygusal yeme genellikle “rahatlatıcı yemek yeme” olarak adlandırılan şeker ve yağ içeriği yüksek olan besinleri tüketmek ile karakterize olan bir durum olarak vurgulanmaktadır. Ayrıca yapılan bir araştırmada, karbonhidrat içeriği yüksek ve protein içeriği düşük olan besinlerin tüketilmesi sonucu triptofanın kandaki değeri yükselerek beyindeki serotonerjik sistem hareketliliğini arttırdığı öne sürülmüştür. Böylelikle, bireylerde besin tüketimi sonucu metabolizmadaki serotonin miktarı artmakta ve bireyin negatif duyguları azalmaktadır. Son yıllarda bireylerin duygu durumlarının farkına varması ve başa çıkabilmesi için yeme farkındalığının arttırılmasının üzerinde durulmaktadır. Sağlıklı yeme tutum ve davranışlarının kazanılmasında ve kontrolünde duygusal yeme ve yeme farkındalığı yetisinin gelişmişliğinin özellikle vücut ağırlığı kontrolünde ve yeme bozukluklarında tedavinin etkinliğinin arttırılmasında önemli rolü olduğu belirtilmektedir.
Yeme bozuklukları, yeme davranışlarında ciddi bozukluklara kadar uzanan, zamanında önlem alınmazsa, insan hayatını tehlike altına alan ve ölümle sonuçlanabilen bir psikiyatrik bozukluk türüdür. Yeme bozuklukları, kişinin ağırlık ve besin tüketimi ile ilgili meşguliyeti olup, bu meşguliyete eşlik eden yoğun duygular ve davranışlar ile karakterize karmaşık bir durumu ifade etmektedir. Yeme bozukluğu, aşırı beslenme, depresyon, madde bağımlılığı, anksiyete, takıntı ve beslenme yetersizliği gibi ciddi sorunlara neden olabilmektedir.
Yeme bozukluğuna ait ciddi duygusal ve fiziksel problemlere kadınlar ağırlıkta olmak üzere her iki cinsiyette de rastlanmaktadır. Yeme bozukluklarına genel anlamda genetik, sosyokültürel ve psikolojik faktörlerin sebep olduğu düşünülmektedir. Özellikle toplumdaki güzellik anlayışının değişimi ve medyadaki “sıfır beden algısı” adölesanlar ile genç erişkin bireyler üzerinde baskı kurmakta, onları bilinçsizce diyet yapmaya teşvik etmekte ve ideal olarak düşündükleri ağırlığa ulaşmak için besin alımını aşırı kısıtlama, aşırı yeme; kendini kusturma, laksatif/diüretik kullanma gibi bazı olumsuz davranışlara yönlendirmektedir
Diyetisyen Dilara Kul Bilge