Yeme bozukluğu nedir ?
Yemek yemenin tek amacı hayatta kalmak, enerji ihtiyacımızı gidermek değildir. Yemek yemek keyif verici bir etkinlik, tatmin duygusunu besleyen kişinin haz aldığı bir süreçtir. Birden fazla amaç barındıran bu etkinlikte kimi zaman kişinin problem yaşadığı bir alan haline dönmesi söz konusu olabilir. Yeme bozuklukları düşünce içeriğinin bozuk olması sebebiyle bilişsel bozukluklar kategorisinde ele alınır. Kişinin dış görünüşü, kilo ve kilo kontrolüyle sürekli meşgul olması veyahut birtakım özelliklere sahip yiyeceklerden uzak durması gibi problem alanları yeme bozuklukları kapsamında değerlendirilir.
Sağlıklı bir yeme alışkanlığında kişinin kilosu, dış görünüşü hakkında işlevselliğini bozacak düzeyde bir kaygısı yoktur. Sürekli kilo kontrolünün yapıldığı, kalori hesabıyla yenilecek besinlerin düzenlendiği veya ataklar halinde tek seferde bir kişinin yiyebileceğinden fazla yiyecek yemek gibi beslenme ile ilişkili davranış ve düşünceler kişinin işlevselliğini bozar, yemek ile ilişkisinin sağlıksız olduğunu gösterir. Yeme bozukluğu tanısı için detaylı bir davranışsal, bilişsel analiz yapılmalıdır ancak sürekli olarak diyetle meşgul olunuyorsa, kiloyu kontrol etmek için öğün atlanıyorsa, çok yediğini düşündüğü için bunu telafi edici bir davranış sergiliyorsa (kusma, aşırı spor, laksatif kullanımı…) kimi zamanlarda tıkınırcasına yerken buluyorsa kişi kendini bir uzmanla görüşmesinde fayda vardır. Yeme bozukluğunun patolojisinin temelinde özgüven ile ilişkili sıkıntılar mevcuttur, kişi kilosu görüntüsü hakkında tatminsizdir, yediklerinden suçluluk ve utanç duyabilir.
Yeme bozukluklarında çarpıtılmış düşünceler kişinin değerlendirme yetisini bozar. Kilo alma korkusu, yemek yerken kontrolü kaybedeceğine ilişkin düşünceler kişinin düzgün düşünmesini engeller bunun sonucunda duygusal ve davranışsal olarak problem yaşarlar. Yeme bozuklukları psikolojik rahatsızlık olarak değerlendirilir ancak tedavi edilmediği durumlarda ölümcül olabilirler. Kişinin fiziksel sağlığını bozacak düzeyde etkiler gösterebilirler; kardiyak rahatsızlıklar, kemik yoğunluğunun azalması, vücut için elzem olan sodyum potasyum dengelerinin bozulması, cilt problemleri, hormonal problemler, laksatif kullanımına bağlı boşaltım sistemi rahatsızlıkları, vitamin eksiklikleri vd…
Yeme bozuklukları diğer psikolojik rahatsızlıklarla da ilişkilidir. Anoreksiya nervoza, bulimia nervoza, tıkınırcasına yeme, kısıtlı kaçıngan yiyecek alım bozukluğu gibi bazı yeme bozuklukları depresif belirtilerle birlikte yaşanabilir. Dopaminerjik ve serotonerjik mekanizmaların etkilendiği bu bozukluklarda kişi depresyon tanısı alabilecek nitelikte semptomlar yaşayabilir.
Ayrıca obsesif kompulsif bozukluk, kaygı bozukluğu, düşük öz saygı, dürtü kontrolünde sorunların görülme ihtimali vardır. Yeme bozuklukların tedavisinde yalnızca bir ilaç tedavisi söz konusu değildir. ilaçlar psikoterapi sürecinde kullanılır bu rahatsızlıkların tedavisinde mutlaka terapi süreci gerekir. Bazı zor durumlarda ileri düzey bozukluklarda kişinin aşırı kilo kaybı, fiziksel sağlığının tehlikeye girmesi, sürekli kusması, genel durumunun iyi olmaması gibi koşullarda yatarak tedaviye ihtiyaç duyulabilir. Uzman doktorlar tarafından takip edilmesi gerekir. Kişinin sağlıklı bir kiloya ulaşması, sağlıklı bir yeme düzeni oluşturması ve takip edebilmesi, sağlığının toparlanması iyi bir gidişat göstergesidir. Terapi süreciyle birlikte kişinin sıkıntı yaşadığı diğer alanlar hedeflenir, yeme ile ilişkisinin düzelmesi, psikolojik ve sosyal iyi oluş hedeflenir. Yeme bozuklukları ciddi rahatsızlıklardır ve yardım alınması gerekir. Bu konu hakkında bir uzmana danışmak ve birlikte yol haritası oluşturmak çok önemlidir.
Klinik Psikolog Hanım Acar Tanrıverdi