Fibromiyalji nedir?
Fibromiyalji iskelet ve kas sistemini etkileyen ağrılı kronik bir hastalıktır. Çoğunlukla kadınlarda görülmekle beraber toplumdaki görülme sıklığı %2-4 arasındadır. Genel semptomları yorgunluk, uykusuzluk, sabah kaslarda sertlik, depresyon, kaygı,… Fibromiyalji hastaları kendilerini anlatmakta güçlük yaşarlar, yanlış anlaşılırlar, insanları yaşadıkları ağrıya inandırmakta güçlük çekerler. Bu sebeple depresyon ve kaygı bozuklukları yaşama ihtimalleri yükselir. Kaygının artması hali hazırda var olan ağrıların şiddetini arttırır. Bu hastalık kişinin gündelik işlerini yapmasını bile zorlaştırır, sıradan bir gün planlamaları zorlaşır. Bu durum sosyal ilişkilerin bozulmasına, fibromiyalji hastasının içe çekilmesine, kendini izole etmesine sebep olur. Tüm bunların yanında fibromiyalji kişinin kendisine karşı acımasızca davranmasına kendisini eleştirmesine özgüveninin ve benlik saygısının azalmasına sebep olur.
Fibromiyaljinin sebebi henüz net olarak bilinmiyor bu konu hakkında birçok teori geliştirilmiştir. Nasıl ortaya çıktığı kesin olarak bilinmese de fibromiyaljinin gelişimine sebep olabilecek faktörler hakkında bilgi sahibiyiz. Trafik kazaları, ciddi ameliyatlar, enfeksiyonlar, duygusal travmalar (cinsel ve fiziksel şiddet), psikolojik stresin artması dolayısıyla fibromiyaljinin semptomlarının yoğunluğunun artmasıyla ilişkili bulunmuştur. Çocukluk çağı travmaları, ergenlik döneminde yaşanan zorluklar, ihmal veya istismar gibi deneyimler fibromiyaljinin ağrı yoğunluğunun artmasıyla ilişkili bulunmuştur.
Fibromiyalji hastalarının hareket kısıtlılıkları ağrılarının artmasına sebep olur, kronik ağrının düzeyine ve kişinin ağrı deneyiminin başladığı süre belirlenerek buna göre hareket etmesi, aktif kalması gerekir. Örneğin kişi 20 dk yürüyüş yaptıktan sonra ağrısı başlıyorsa 10 15 dk kadar hareket halinde olmalıdır dinlenmeli ve tekrar yürümeye devam etmelidir, aksi halde hareketsiz bir yaşam tarzı ağrıların artması günlük hayatın zorlaşmasına sebep olacaktır.
Fibromiyalji hastalarında psikolojik rahatsızlıkların yaşanması, depresyon, kaygı bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, bipolar bozukluk gibi eş tanıların olması söz konusudur. Uyku bozuklukları, cinsel isteksizlikler, vajinismus, gibi diğer alanlarda rahatsızlıklar da görülebilir.
Duygusal ve bilişsel becerilerde bozulmalar fibromiyaljide sıklıkla karşılaşılan durumlardır. Kişinin planlama, organizasyon, odaklanma, unutkanlık gibi bilişsel alanlarda sorun yaşayabileceği belirtilir. Duygusal alanlarda ise fibromiyalji hastalarının olumsuz duyguları yaşamaya daha yatkın olduğu üzüntü, öfke, suçluluk, korku gibi yoğun duygulara karşı hassas olduklarını ifade edebiliriz. Genel olarak stres düzeyleri yüksektir, geleceğe yönelik felaketleştirme yapmaya meyillidirler, yaşadıkları ağrının kötüleşeceğine dair güçlü inançları vardır ve bu felaketleştirme senaryoları korkmalarına rahatsızlık hislerinin artmalarına sebep olur. Dolayısıyla kişinin sürekli üzgün, gergin, kaygılı bir ruh hali içinde olması bedensel ağrılarının yoğunluğunu arttırır. Bütün bu sorunlar bir arada değerlendirildiğinde fibromiyaljinin tedavisinde ağrıya yönelik müdahalelerin yanında psikolojik müdahalelerin eklenmesinin çok önemli olduğu ve ihmal edilmemesi gerektiğini söyleyebiliriz. Fibromiyaljinin tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım hastaların hayat kalitesini arttırmak için elzemdir.
klinik Psikolog Hanım Acar Tanrıverdi