Disleksi Erken Tanı

Disleksi Erken Tanı

DİSLEKSİDE ERKEN TANI

Disleksi, çocuğun yaşına uygun eğitim almasına, uygun çevresel koşullarına, zeka seviyesine rağmen akıcı okuma ve okuduğunu anlamada yaşadığı beklenmedik, ısrar eden ve hayat boyu devam eden bir bozukluktur. Disleksi okuma ve okuduğunu anlama ile ilişkili olduğundan tanılama süreci de okul çağında ilkokul ikinci ya da üçüncü sınıfta yapılmaktadır. Bu durumda çocuk okuma eğitimine başladıktan aylar hatta yıllar sonra tanılanmaktadır. Okul çağında tanı alan ve geç müdahale edilen çocukların yaşıtlarıyla aralarındaki akademik mesafe gitgide artmaktadır. Çocuk, akademik olarak yaşıtlarından geri kaldıkça özgüven ve kaygı problemleri de beraberinde gelmektedir. Bu durumda çocuk ve aile disleksinin hem akademik hem de psikososyal sonuçları ile olumsuz bir şekilde yüzleşmektedir. Oysaki disleksili çocukların müdahaleden en verim aldıkları zaman okuma eğitimine başlamadan hemen önce ya da okuma eğitimi ile birlikte olduğu zamandır.

Son yirmi yıldır farklı ülkelerdeki araştırmacılar, bir çocuğun okuma yazma zorluğu çekip çekmeyeceğini beş altı yaşlarına kadar gelişen belli becerilerin gözlemlenmesi ile tahmin edebileceğini fark etmişlerdir. Bunun üzerine disleksiye dair iki yaklaşım dikkate alınmaktadır. Bunlardan ilki okuma ve yazma güçlüğü riski taşıdığı tespit edilen çocuklara yönelik özel eğitim verilmesidir. Bu çocuklar okul öncesi dönemde sayıları sayarken ve görsel olarak tanırken zorlanırlar, renkleri ve bazı kavramları karıştırırlar yine bazı kelimeleri telafuz etmekte zorlanırlar ve ince motor becerilerindeki yetersizlik sebebiyle sınırlı alan boyama ya da resim çizme gibi etkinliklerde isteksiz davranırlar. Çocuklardaki bu risk durumları “İkinci sınıf olsun da düzelir, zamanla geçer, ne var bunda” gibi söylemlerle görmezden gelindiğinde veya ertelendiğinde çocuk ve aile için durum daha da güç bir hale gelmektedir. Burada amaç çocuğa erken dönemde tanı koymak değil, disleksi riski taşıyan çocukları erken dönemde doğru müdahale ile tanıştırmak ve okumaya geçme süreçlerini kolaylaştırmaktır.

İkinci yaklaşım ise dört-altı yaş grubunda olan tüm çocukların okuma yazmaya temel oluşturan bilişsel müdahale programlarına katılması yönündedir ve birçok ülkede yaşanan deneyimler de ikinci yaklaşımı destekler niteliktedir. Eğer dört-altı yaş grubundaki her çocuk erken dönemde bilişsel müdahale programına katılırsa risk altında olduğundan şüphelenilen çocukların akranlarıyla aralarında bir fark oluşması önlenebilir. Böylelikle erken dönemde uygulanan bilişsel müdahale programı çocukların okuma yazmaya geçme süreçlerini kolaylaştırır.

Erken Dönemde çocukların bilişsel becerilerini güçlendirerek okuma yazma eğitimine hazır hale getiren programlardan biri de Cogent Erken Çocukluk Bilişsel Müdahale Programıdır. COGENT programından, okul öncesi (4-7 yaş) dönemindeki tüm çocuklar ve özel gereksinimi olan daha büyük yaştaki çocuklar yararlanabilmektedir. Program; çocukların dikkat süreçleri, davranışlarının kontrolünü sağlayabilmek için iç sesini kullanma, harekete geçebilmek için strateji kullanımı, plan geliştirme ve bilgiyi sınıflandırmayı içeren gelişimsel temeller üzerine kurulmaktadır. Bunlara ek olarak, çocukların alfabedeki harfleri hızlı ve otomatik olarak tanımasına yardımcı olarak çocuğu okuma yazma eğitimine hazır hale getirmektedir.

Psikolojik Danışman Hümeyra Mercan

Diğer Yazılar