Duygu Odaklı Terapi Nedir ?

Duygu Odaklı Terapi Nedir ?

- Duygu Odaklı Terapi Nedir?

Duygu Odaklı Terapi (DOT), bireyin zihninde oluşan duygularının kendisine fark ettirilmesi sağlanıp, bireylerin içinde bulundukları durumlara uygun (adaptif) duygu deneyimini sağlamalarını amaçlayarak, kişiler arası oluşan iletişim, etkileşim ve müdahale tekniklerini kullanan neo-hümanistik bir terapi yöntemidir (Pos & Greenberg, 2007). Leslie Greenberg tarafından 1980’li yıllarda geliştirilmiş olan Duygu Odaklı Terapi; Modern Duygu Kuramı, Varoluşçu Terapi Yaklaşımı, Roger Temelli Birey Merkezli Terapi, ve Gestalt Terapi kuramlarının uygulamalarını içerisinde barındıran güncel bir terapi yaklaşımıdır (Yıldırım, 2021).

DOT’a göre duygular insan bedenindeki hormonel dengeyi etkiler ve nörokimyasaldır. Dolayısı ile bedendeki davranış ve düşünsel etkiyi değiştirebilir. Bir kobra yılanı gördüğünüzde bilgi beyin ve endokrin sistemi arasındaki bağlantıyı sağlayan hipotalamusa aktarılır ve bu bilgi beyindeki iki temel merkeze gönderilir. Bu merkezlerden biri amigdala (duygusal tepkinin merkezi) ve diğeri görme merkezi olan oksipital lobdur. Bilgi uyarımının alındığı andan sonraki iletim sürecinde amigdalaya giden kısım oksipital loğa giden kısımdan çok daha kısadır. Bu durum ruh sağlığı alanında şunu göstermektedir; bilgi amigdalaya iletilir ardından otonom sinir sistemi devreye girerek savaşma – kaçma veya donma tepkileri yöneltilir ve verilir. Bu bilgiden yordanacağı üzere insan aslında ilk olarak yılanı görmeden önce ona tepki vermiş olur dolayısıyla hissedilen duygu, bilişsel tepkiden önce gelir (Greenberg, 2023)

Duygularla çalışma iki evrede kavramsallaştırılabilir bunlar; ulaşma ve ayrılış aşamalarıdır. İlk aşama olan kişinin duygularına ulaşması; bireylerin duygularının farkına varmalarını, duygularında bulunarak onları kabul etmelerini ve duygularını ifade etme becerisi kazanarak kelimelere dökmelerine yardımcı olmayı içerir. İkinci aşama olan ayrılma aşamasında; danışanın varolduğu duygudan ayrılması yani temel acı verici, uyumsuz duygulanımdan çıkılarak bunların uyumlu duygular ile dönüştürülmesini içerir (Greenberg, 2023).

Duyguların davranışlara dökülme eğilimleri, bilgi işlemleme ve ifade yönlerinin tümü, insanların yaşamlarını sürdürebilmesine ve gelişmesine yardımcı olmak amacıyla evrimsel olarak gelişmiştir. Duygular ve işlevleri temelde adaptif yani uyumludur, ancak farklı duygu türleri arasında klinik ayrımlar yapmak önemlidir. Greenberg ilk olarak; adaptif (uyumlu) ve maladaptif (uyumsuz) duygular ile birincil, ikincil ve araçsal (aracı) duygular arasında ayrım yapmanın kişinin bulunduğu durumu anlamlandırmasında çok yararlı olduğunu düşünmektedir. Bu kategorilerin her biri farklı üretim süreçleri anlamına gelir ve farklı terapötik müdahaleler gerektirir (Greenber, 2023).

– Birincil Adaptif Duygu: Birincil duygular insanların iç veya dış uyaranlara yanıt olarak özlerinde sahip oldukları ilk duygulardır, yani içgüdüsel hislerdir. Birincil adaptif yani uyumlu duygular bireye çevreye sağlıklı bir yönelim ve sağlıklı bilgiler vererek duruma uyum sağlamamıza ve gerçekçi tepkiler vermemize yardımcı olurlar. Kayıp karşısında üzüntü, ihlal karşısında öfke, tehdit karşısında korku duygularına erişim adaptif (uygun) bilgi ve davranışı geliştirmeyi sağlar (Greenber, 2023).

– Birincil Maladaptif Duygu: Tekrar tekrar oluşan ve kemikleşmiş olarak tanımlanan, değişmeyen eski ve tanıdık uyumsuz hislerdir. Boğulma, eleştiri, terk edilme korkusu, değersiz hissetme, utanç duyma, yeterince iyi olamamanın verdiği küçümsenme, ilişkilerde zarar verici ve gerçekçi bir tehdit addetmeyen öfke maladaptif duygulara verilecek örnekler arasında yer alır. Birincil maladaptif duygular, başlangıçta yaşanan olumsuz durumlara karşı uyumlu tepkiler gibi görünür ancak ilerleyen zamanlarda yanlış yerleştirilmiş olan kemikleşmiş ve kalıcı acı verici duygular halini alır (Greenber, 2023).

– İkincil Duygu: Bu alan daha ziyade birincil duyguların üzerini örtmek amaçlı tepki olarak ortaya çıkan duygulardır. İkincil duygular sistemin kendini korumaya hizmet edici veya savunmacı duygular olarak tanımlanır, uyum sağlayıcı değildirler ve birincil duyguları gizlerler. Acıya tahammül edilemeyince ortaya çıkarlar. Daha çok bireyin kendini korumasına hizmet ederler (Greenber, 2023).

– Araçsal (Aracı) Duygu: Araçsal duygular bir amaca ulaşmak için yaşanır veya ifade edilen duygulardır. Genellikle doğası gereği daha manipülatiftir. Bu duygular “mış gibi” duygular olarak da tanımlanmaktadır (Greenber, 2023).

Klinik Psikolog Sevgi Aleyna Destan

Diğer Yazılar